*Harajuku: Aşırı aksesuar ve sevimlilik odaklı Japon sokak stiline adını veren bölge

**kawaii: sevimli (Japonca)

Refinery 29’un birkaç yıl önce ‘Harajuku Stilinin Görmediğiniz Karanlık Yüzü’ adlı videosunu izlediğimi hatırlıyorum, gözlerimi stil ve modanın ne anlama gelebileceğine dair yepyeni bir bakış açısına açmıştı. Harajuku ve Kawaii kültürü Japonya’da başladı ve kısa sürede dünyayı kasıp kavurdu. Ancak stilin pek bilinmeyen yanı ve arkasındaki karanlık anlam da bir göz atmaya değer.

Kawaii nedir?

“Kawaii” kelimesi zaman içinde büyük ölçüde gelişti ve modern kullanımda “sevimli”, “tatlı” ve “sevilesi” anlamına geliyor. Bununla birlikte, kelimenin orijinal anlamı “kawo-hayu-shi” ve bu kelime “yüzü kızarmış” anlamına gelmekte, yani “utanç, beceriksizlik ve emniyetsizlik” duygularını anlatıyor.

Zamanla bu kelime stildeki estetiğin getirisiyle tatlı bir anlam kazansa da, aynı zamanda öz çekici ve sevecen olmayı; kuşkular, güvensizlik ve yetersiz hissetme üzerinden sembolize ediyor. Bu, kadınların, özellikle de genç kızların fetişleşmesine yol açan daha karanlık bir çağrışımla birlikte gelmekte.

Pedofili ve genç neslin cinselleştirilmesi Anime ve Manga kültürünün popüler bir yönü, ancak toplumda en çok Kawaii kızları ve onların yaşça büyük hayran kitleleri aracılığıyla görülüyor. Japonya’daki mesele bir süre o kadar ciddileşmiş ki, birçok ünlü kawaii kızın karakterleri gibi davranmadıkları veya bazı hayranların cinsel isteklerine cevap vermedikleri nedeniyle, çoğu zaman yaşlı erkek hayranları tarafından, öldürülmesiyle ilgili haberlerin döndüğü ve bu tür haberlerin toplumda normalleştiği bir süreç yaranmış.

Bu stil kültürünün etrafındaki suç ve cinayetler dışında, yarattığı pedofili çoğu zaman fark edilmiyor. Bebek kıyafetleri, biberonlar ve emzikler gibi imgelerin aksesuar olarak kullanıldığı ve renkler olarak pastellerin kullanımıyla cinselleştirilen küçük kız figürleri, aynı lolita kültürü gibi normalleştirilen, çoğunlukla kız olan küçük çocukların cinselleştirilmesine yer açıyor.

Kawaii ve Cinsiyetçilik

Kawaii kültürünün kökleri, bir kadının nasıl davranması gerektiğine dair ideal bir monotip olarak masum, itaatkar çocuksu bir kadın figürü yarattığından cinsiyetçi bir ruha sahiptir. “Kawaii ve seksizm temaları başta alakasız görünse de güçlü, kendine güvenen bir kadın tasviri yerine masum ve saf olarak tasvir edilen kadınlar tasarlanması çok şey anlatmaktadır.”

İtaatkar bir kadın figürü yaratma ihtiyacı başlı başına cinsiyetçi ve kapalı görüşlüdür ve Kawaii’nin bu yönü ve cinsiyetçi yanı da içindeki güzellik ve yanılsamalar nedeniyle tolere edilmemeli veya göz ardı edilmemelidir.

Hassasiyet Uyarısı: Makalenin sonraki bölümü depresyon, ruhsal hastalıklar, kendine zarar verme ve intihar konularını içermektedir. Lütfen böyle bir konuya karşı hassassanız dikkatli olun, siz veya sevdiğiniz biri benzer bir durumdan muzdaripse yardım istemekten çekinmeyin.

Yami-Kawaii

Kawaii’nin belki de en karanlık tarafı intihar sembolizmiyle bağlantısı olabilir. Makalenin bu bölümünde bahsedeceğim Kawaii, çoğu kez popüler kültürde ve / veya medyada görülen ticarileştirilmiş kawaii kızı değil, Japonya’da insanların yarattığı kişiselleştirilmiş stildeki parçasıdır, çoğu zaman Harajuku kültürü / stili olarak tanımlanır.

Tokyo’da ortaya çıkan yeni Harajuku tarzı biraz ürkütücü olarak tanımlanabilir. Japonya, genellikle sosyal geleneklerden insanların giyinme şekline kadar her şeyi içeren katı normlar ve katılıkla ilişkilendirilir. Kawaii’nin en yeni stili, bu normları yıkıyor ve Japonya’nın en derin tabularına meydan okuyor; depresyon ve ruhsal hastalıklar. Yami Kawaii olarak adlandırılan bu yeni tarz en karanlık temalarla şıklığı moda yoluyla karıştırmak anlamına gelmekte.

56.000’den fazla takipçisi olan Japon sanatçı / influencer Godsey, Kawaii’yi kısıtlayıcı bir atmosferde kendini ifade etme ve özgürlüğün yolu olarak tanımlıyor. Godsey, insanların intihar etmek için kullandıkları halatlar, haplar ve şırıngalar gibi öğeleri pastel pembeye boyayıp ve üzerlerine sevimli ayrıntılar ekleyerek stilini tamamlayıcı günlük aksesuarlar olarak kullanıyor. Bu tarzın cazibesi ve popülaritesinin artması, ruhsal hastalıklardan muzdarip Japonya’da bir kaçış yoluna ihtiyaç duyan insan sayısıyla açıklanabilir. Japonya, dünyadaki en yüksek ve en yoğun intihar oranlarından birine sahip; ve Yami-Kawaii, son derece ciddi bir mesele olmasına rağmen, kültürde bir tabu olarak kenara itilen intihar kavramını normalleştiriyor ve hatta meydan okuyor.

Zayıflıklar ve acının karışımı Yami-Kawaii aracılığıyla sanata ve modaya dönüştürülüyor ve bu stil şu anda yükselişte. Bazıları tarafından sağlıksız ve aşırı karanlık olarak görülmesine rağmen, diğerleri bu tarzı yaratıcı bir çıkış kapısı ve kendine daha önce zarar vermiş ve intihara meyilli kişileri hayata tutma yolu olarak görüyor.

Refinery 29 videosundan bir kombin, bileklerinde bandajlar olan bir kız ve yanında şırıngadan sarkan bir damlacık da dahil olmak üzere, pembe temalı kombin izlerken dikkatimi çekiyor ve hayatını bu temalarla yaşayan kişileri düşünmeye başlıyorum. Bu fikirden rahatsız olup olmadığımı veya ilgimi çekip çekmediğime karar veremedikten sonra, bu stil tarzının Japonya’da birçok kişiyi, dışlanmış gibi hisseden ve herhangi bir şefkat ya da sempati görmeyen, kendine zarar veren insanlara nasıl güç verdiğini anlıyorum, ve bu güce hayran kalmadan edemiyorum.

Konuyla ilgili daha fazla fikir edinmek için izlemenizi tavsiye ettiğim videolar:

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.