Sadece 15 yaşındaki Ella Fields şu ana kadar birden fazla ulusal yarışmada ödül aldı.

Kendisinin adını duymadıysanız bir sürü harika kısa filmi kaçırıyorsunuz. Son filmi “Bubblegum” özellikle son birkaç aydır çok konuşuluyor.

Bizim de Ella ile röportaj yapma fırsatımız oldu. Kendisi bizim jenarasyonumuzun kendi yoluyla film çeken en yetenekli insanlarından biri.

 

 

 

 

Bize kendini kısaca tanıtır mısın?

Adım Ella Fields ve 15 yaşındayım. İnsanlara ilham ve kendi seslerini vermek için içerik üretmeyi seven biriyim.

En büyük ilham kaynağın kim?

Bana en çok ilham veren kişi muhtemelen babam. Kendisi de yaratıcı bir insan ve ben büyürken bende çok büyük bir etkisi oldu. Bana her zaman cesaret verdi ve bende işimde onun gibi istekli ve başarılı olmak istiyorum.

Ne zaman senaryolar yazıp film çekmeye başladın?

Aslında altı yaşımdan beri film çekiyorum ancak tabii ki eski filmlerim pek iyi değil. Ortaokuldayken bir film programına katılmıştım ve orada film sanatının temellerini öğrendim. O programda öğrendiklerimi kullanarak hislerimi daha iyi ifade etmeye başladım.

Ella son filmi “Bubblegum” çekimlerinde.

 

 

 

 

 

 

Eğer istediğin (ölü veya yaşayan) biri tanışabilsen kim ile tanışmak isterdin?

Wes Anderson ile tanışmak isterdim. Kendisine özgün ve yaratıcı bir tarzı olduğunu düşünüyorum. Kafasına girip filmleri için nelerden ilham aldığını öğrenmek isterdim. Filmlerinden yola çıkarak kendisiyle konuşmanın çok etkileyici olacağını düşünüyorum.

Son filmin “Bubblegum” için ilham kaynağın neydi?

Her LGBTQ+ üyesinin kendisiyle ilişkilendirebileceği bir film çekmek istedim. Hoşlanman için yetiştirilmediğin insanlardan hoşlandığını fark etmenin acılı süreci korkutucu olabiliyor. Hislerini inkar etmek çok olası oluyor ve “Bubblegum”da sevgi, kalp kırıklığı ve fark etmenin en doğal halini göstermeye çalıştım.

Bubblegum, 2018.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Bubblegum” filminin çekim süreci nasıldı?

Üretim aşaması telaşlı ve stresliydi ancak aynı zamanda gerçekleştirdiğim en büyük ve en iyi çekimdi. Ana karakteri oynayan Eleanor Bastable film için İngiltere’den Los Angeles’a geldi o yüzden sadece iki günümüz vardı. Çok az vakte karşı çekim yapmamız gereken 17 farklı yer vardı. Bütün çekimler bittikten sonra bazı sahneleri kesmek zorunda kaldık ancak onun dışında her şey planladığım gibi gitti.

“Bubblegum” filminde senin en sevdiğin sahne hangisi?

Kesinlikle trenli sahne favorim. Tren saatleri hakkında hiçbir şey bilmeden oraya gittik ve uzun saatler bekledikten sonra umudumuzu yitirip toparlanmaya başladığımızda uzakten trenin tiz sesini duyduk! Mükemmel bir şekilde sahneyi bitirdik ve birbirimize sarılıp zıplamaya başladık.

 

 

 

 

Seni en çok ne zorladı? Bütçe, zaman, çekim yerleri mi yoksa oyuncular mı?

Çekim yaptığımız yerlerde biraz zorlandım çünkü çekim yapmamiz gereken bir sürü farklı yer vardı ve vaktimiz azdı. Üstelik izin almak da bir  o kadar zordu ve hatta bazı yerleden kovulduk.

Yakınlarda yeni bir projen var mı?

Şu an Seattle’da bir film kampındayım ve trans bir birey olmak hakkında deneysel bir filmin çekim aşamasındayım.

Kendin hakkında daha fazla insanın bilmesini istediğin bir şey var mı?

Son zamanlarda filmli makinelere ilgi duymaya başladım. Doğumgünüm için 35mm fotoğraf makinesi ve Super 8 video kamerası aldım. Bu kameralar derinlik ve farklı duygular getiriyor diye düşünüyorum.

Son olarak, genç film yönetmenlerine bir tavsiyen var mı?

Ufak ve mükemmel olmasa bile bir film, bir içerik üretin! Telefonla çekin ve iMovie ile editleyin, yine de çekin. Her geriye bakıp çektiklerini izleyince kendinizi geliştiriyorsunuz ve film çekmede olgunlaşıyorsunuz.