Niccolò Machiavelli işkence edildikten ve sonsuza dek ofisten men edildikten sonra bile politikadan vazgeçmek istemedi.

 

 

1469’da Floransa’da doğan ve aristokrat bir ailenin çocuğu olan Niccolò Machiavelli, başlangıçta zor bir yaşam sürmedi. Eğitimini özel öğretmenler sayesinde tamamladı ve yirmili yaşlarında diplomat oldu.

İtalya’nın bu yıllardaki politik durumuna bir göz atalım: öncelikle İtalya küçük şehir devletlerinden oluşuyordu: Floransa, Venedik, Roma vb. Tam Machiavelli’nin diplomat olduğu yıllarda 60 yıl boyunca Floransa’da liderlik yapmış olan Medici ailesi gücünü kaybetti.

Ne yazık ki Machiavelli’nin politik hayatı çeşitli hükümet pozisyonlarında yer alarak geçmiş 14 sene sonrasında Medici’lerin Papa Julius sayesinde yeniden iktidara gelmesiyle, Machiavelli’nin de sorumlu olduğu deneyimsiz ordunun başarısız oluşuyla sonlandı. Machiavelli, Medici’nin aleyhine komplo kurmakla suçlandı, hapse atıldı ve 22 gün işkence gördü. Serbest bırakıldı ama siyasi hayata geri dönmesi yasaklandı ve hayatının geri kalanını Floransa’nın yakınlarında bir köyde geçirdi.

“Emekliliği”nden hiç hoşlanmadı. Hükumetin parçası olmak istiyordu, ancak böyle başarılı olacağına inanıyordu. Bir bakıma emekliliği de onun için işkenceydi. Bu yüzden Machiavelli siyasete geri dönmek için bir plan yaptı.

Floransa’nın hükümdarı Lorenzo de Medici’ye bir kitap yazdı. Bu kitap gerçekten de orijinal bir hediyeydi: nasıl yönetmesi gerektiği hakkına kısa bir rehberdi adeta. Buna “Il Principe” (Prens, bazı çevirilerde Hükümdar) adını verdi. Amaç, Medici ailesiyle bağları güçlendirmek ve hükümette bir göreve sahip olabilmekti.

Kitap kısa olmasına rağmen çok şey kapsıyor. Farklı devletler ve onları fethetmek için ne yapılması gerektiğinden bahsederek başlar ancak kitabın ikinci yarısı daha felsefi sorulara yer verir: Korkulmak mı yoksa sevilmek mi daha iyi? Bir lider saygı kazanmak için ne yapmalı? İnsan ilişkilerinde şansın rolü nedir? Bir lider, nefret edilmekten nasıl kaçınabilir?

Ne yazık ki, Machiavelli ve politik hayat arasındaki kapı kapalı kaldı. “Prens”i kapının altından kaydırmış olsa da, Medici’nin okuduğuna dair hiçbir kanıtımız yok. Kapı kapalı kaldı, Machiavelli işine geri dönemedi. Hayatını bir başarısızlık olarak kabul ettiği söylenir, sonraki yıllarını da politika hakkında düşünerek ve yazarak geçirdi. Ayrıca birçok ilişkisi oldu ve birkaç oyun da yazdı.

Fakat kapıyı açmak için yazılan “Prens”, birçok kişinin günümüzde Machiavelli’nin adını bilmesinin nedeni. Machiavelli bu kapıyı açmaya çalışırken, aslında tarihin bir parçası olmanın kapılarını açan anahtarı yarattığının farkında değildi.

Machiavelli’nin ideolojisi ve siyasetle ilgili görüşleri tartışmalı. Sorun, o sırada inanılanın neredeyse tamamen zıddı olmasıydı. Örneğin Machiavelli, kilisenin inançlarına karşı olarak, iyi bir insan ve iyi bir lider olmayı ayırmayı tercih etti. Bunun gibi birçok örnekten dolayı Papa 1559’da Prens’i ve Machiavelli’nin diğer kitaplarıyla birlikte yasakladı.

Machiavelli, bir lideri sevmenin ve onlardan korkmanın aynı zamanda mümkün olmayacağını, liderin nefret etmekten kaçınması gerektiğini ama aynı zamanda bu iki seçim arasında korkulmayı tercih etmesi gerektiğini savunmuştur.

Ayrıca bir yöneticinin dini kendi yararına kullanması, sadık, hayırsever, dürüst ve insani görünmesi gerektiğine inanıyordu. Bu, bir yöneticinin yalan söyleyemeyen dini bir hayırsever olması gerektiği anlamına gelmez. Bu sadece onların böyleymiş gibi bir imaj sergilemesi gerektiğini vurguluyor  – “herkes sergilediğiniz imajı görüyor, birkaçı gerçekte kim olduğunuzu deneyimliyor.”

Muhtemelen en ünlü fikri ve en çok tartışılanı “amaç, yönetmi meşrulaştırır” fikridir. Bunu doğrudan söylememiş olmasına rağmen Machiavelli kitaplarının çoğunda bunu ima etti. Bir hedefe ulaşmaya çalıştığınız sürece, hedefe ulaşmak için yaptıklarınızın “kötülüğünün,” halka yalan söylemek gibi, bir önemi olmadığını düşünüyordu.

Bugün, Machiavelli’yi ister şeytani ister dahi olarak tanımlayın, fikirleri biliniyor ve politik felsefenin temeli olarak kabul ediliyor. Bana sorarsanız bu yeterince büyük bir başarı.

Öyleyse devam edin, bir şey deneyin, atmaya korktuğunuz o adımı atın. Sizi olmak istediğiniz yere getirmeyebilir, ancak hiçbir şey yapmadan oturmaktan, bir sonraki “fırsatın” ortaya çıkmasını beklemekten çok daha iyidir. SİZ kendi fırsatlarınızı yaratıyorsunuz, yanlız siz. Öyleyse onları yaratın ya da anlamsız bir hayat sürün. Size kalmış bağlı. Sadece kendiniz için fırsatlar yaratmanın bir türlü bir çözüme ulaşacağını unutmayın.

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.