2020 hepimiz için çılgın bir yıl oldu- ve olmaya devam ediyor. Marttan sonra haberleri takip etmekte zorlanır hale geldim. Bu yüzden bu sene Twitter’ı daha aktif kullanmaya başladım. Benim için belli konularda ve sorunlarda deyim yerinde ülkenin nabzını tutmakta etkili bir araç oldu, mesela LGBTİ. İşte burada trend olan hashtaglerden Netflix’in Türkiye’den kaldırılma olasılığına kadar Türkiye’nin LGBTİ’ye olan bakış açısı ve Türk toplumunun nasıl değişim geçirdiğine dair gözlemlerim, eğer geçirdiyse tabi. 

26 Nisan 2020’de trend listesine giren #lezbiyengörünürlükgünü hashtagi ile başlamak istiyorum. Gördüğümde büsbütün şok olmuştum çünkü toplumun LGBTİ’ye karşı bakış açısını ilk elden zaten biliyordum:

Her ne kadar bazı tweetler homofobik insanların LGBTİ insanlara saldırması hakkında olsa da bazı tweetleri okurken de yüzümde bir gülümseme vardı çünkü içtenlikle bu günü kutluyorlardı. 

Birkaç gün sonra üç Barolar Birliği ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında bir çatışma patlak verdi: Diyanet İşleri Başkanı, cuma günü verdiği fetvaların birinde homoseksüelliği “salgın hastalıkların bulaşma nedeni” olarak bağladı. İlk olarak Ankara Barolar Birliği, başkanı “toplumu nefret ve kine teşvik etmesi” ile suçladı. Diyarbakır ve Şanlıurfa Barolar Birlikleri de bu cevabı destekledi. Çok sayıda siyasetçi taraf tutup sertçe konuştular. Çoğunluğu Diyanet İşlerinin tarafını tuttu ve dedi ki: “Kuran bunu Lut kavmini örnek göstererek söylüyor. Bu, haram. Diyanet İşlerine kim ‘saldırırsa’ devlete de saldırmış olur.”

Paralel bir senaryo bu olaydan kısa süre sonra Türk toplumunda da görüldü. Ne de olsa siyasetçiler de bizim toplumumuzdan, aynı mantalitenin görülmesi doğal. “Biz” ne mi yaptık? “Biz”, Decathlon sosyal medya hesabından LGBTİ haklarını savunduklarını ve onur ayını kutladıklarını açıkladığında ve Nivea kapağında gökkuşağı olan bir krem kutusunu onur ayında paylaştığında onları #niveaboykot gibi hashtagler altında boykot ettik. “Biz”, LC Waikiki’yi gökkuşaklı ürünleri “LGBTİ propagandaları oldukları” gerekçesiyle kaldırdıkları zaman yücelttik. “Biz”i tırnak işaretleri içinde yazdım çünkü Nivea’yı destekleyen ve gökkuşağını ürünlerden kaldırmanın ne kadar saçma olduğunu fark edip LCW ile alay eden bazı insanlar da vardı. Bazı paylaşımlar:

 Aldığımız ürünlerden gökkuşağını sansürlemeye çalıştıkları gibi bir de medyada gördüğümüz gökkuşağını da sansürlemeye çalıştılar. İlk olarak, Netflix dizisi “Aşk 101”deki Osman karakterinin önce gey olarak planlandığı, sonradan aldıkları tepkiler üzerine değiştirdikleri haberi yayıldı. Bu durum, sosyal medya platformlarından hem tasvip hem de sinir dolu cevaplar topladı. O hafta içinde, Netflix’in Türkiye’de kaldırılabileceği haberi geldi.

Bu yasağın nedeni de Netflix’in “içeriğiydi”. (Daha çok) genç popülasyonda bu haber öfke yarattı ve düşüncelerini sosyal medya platformlarında gerçekten iyi gösterdiler, yasağın destekçilerinin açtığı #netflixadamol hashtagi altında bile. 

“Düzgün davran Netflix. LGBT büyük günah. Türkiye’de yayamayacaksın. Bunu durdur yoksa biz durdurturuz. #netflixadamol”

İnternetteki saldırılar ve LGBTİ içeriklerinin sansürlenmeye çalışılması öyle bir norm hale geldi ki Twitter’ı açıp anti-LGBTİ bir hashtagin Türkiye’de trend olmasını görünce şaşırma ve sinirlenme yetimi kaybettim. “Atatürk LgbtiyeKarşıydı” sözlerinin bile trend olduğu zamanları gördüm. Benim kişisel favorim ise #yallahhollandaya.

1858’de Osmanlı İmparatorluğu olarak homoseksüelliği legalleştiren ilk Avrupa devleti olduğumuza inanamıyorum. Bu nefret nasıl zamanla gelişti? Sanki ileriye gideceğimize geriye gitmişiz. Onur yürüyüşleri sırasında meydanda polisler ve TOMAlar duruyor, eğer yürüyüşler gerçekleşirse tabii çünkü valiler izin vermiyor. Türkiye trans cinayetlerinde en yüksek oranlardan birine sahip.

Daha 27’sinde Melike isimli bir kızın, ailesi cinsel yönelimini öğrendikten sonra kendini kilitlediği odasının kapısını yine ailesinin bağırarak tekmelediğini gösteren bir Tiktok videosuyla yardım istediği haberini gördüm.

Melike’nin Tiktok’undan bir ekran görüntüsü

Hiçbir çocuk hiçbir şekilde böyle bir şey yaşamamalı. Bir sürü arkadaşım birincil neden olarak ailesinin ve toplumun tepkisinden korktukları için cinsel yönelimleri veya cinsiyetleri konusunda açık değiller. Ev ve aile, bir insanın dışarıda yargılanmaktan korkmadan kendisi olabileceği ve çevresindekilerden sevgi gördüğü bir ortam olmalı.

Homofobi ve transfobi, bu ülkede o kadar güçlü ve derine işlemiş durumda ki aileler, “aile değerlerini” el üstünde tutan ve güçlü bağlara önem veren o aileler, kendi öz çocuklarını sırf cishet (cisgender heteroseksüel) olmadıkları için evlatlıktan reddetme, tehdit etme ve hatta ölümüne dövme potansiyeline sahip. Buna rağmen, böyle olaylar haberlerde verilmiyor. Asla. Bir trans kadının mahallelilerden biri tarafından katledilmesi haberini daha televizyonlarda hiç görmedim, ama bir kadının dövüldüğü, insanların vurulduğu veya küçük bir kızın yaşlı bir adamla zorla evlendirildiği diziler rahatlıkla izlenebilir durumda. Belki de bu yüzden televizyondaki diziler yerine Netflix’teki dizileri izledim ve “queer’a dönüştüm.” Evet, bu kesinlikle bir seçimdi. 

Polonyalı bir çiftin Vatikan’da üzerinde “YARDIM EDİN” yazan bir onur bayrağı açtıkları bir fotoğraf vardı ve altına “Gökkuşağı rencide etmez.” yazmışlardı. Kesinlikle katılıyorum.

Gökkuşağı rencide etmez.

Gökkuşağı ayırmaz.

Samimice kucak açar.

LGBTİ’deki çeşitliliği temsil eder; kişinin cinsiyetine, cinsel yönelimine, ırkına, yaşına, diline… bakmaksızın. Asıl rencide eden şey, eski kafalı düşünceleriyle ve davranışlarıyla insanları yaralayan ve toplumu nefretle ayıran homofobiklerdir.   

Queer insanlar için şu anda durum pek de iç açıcı olmasa da beni etkileyen bir şey, Türkiye’deki insanların bu ülkede bu kadar şey yaşandıktan sonra bile sahip oldukları mizah anlayışı.

Bu yazıyı sonlandırırken en gülünç bazı tweet’leri burada paylaşmak isterim. Çünkü görünüşe göre beni hala şaşırtmayı başaran tek şey bunlar. 

“Bu beni biseksüel yaptı lütfen dikkatli olun bu yüzden bile gey olabiliyorsunuz. Eğer şemsiye kullanıyorsanız siyah olanı tercih edin. #SuAnLgbtliOldun”
“İslam meleği Mikail bizi LGBT+ üyesi yapıyor lütfen dikkatli olun!!! #SuAnLgbtliOldun”

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.