IMDB’nin sayfasından

İki kardeş soğuk havada ıssız bir kasabada.

Hylnur Pálmason tarafından yönetilen “Kış Kardeşleri” (Vinter Brødre) adlı film bir madende çalışan iki kardeşi ve aralarında sevgi yokluğundan kaynaklanan çatışmayı anlatıyor. Hikaye çoğunlukla sevgiyi tatmamış, yanlız, küçük kardeş Emil’e odaklanıyor. Film sevginin yokluğunu ve insanların karşı karşıya kaldıkları zorlukları çok iyi bir biçimde yansıtıyor.

Film, uluslararası yarışma kapsamında 37. İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. Geçtiğimiz günlerde baş karakter Emil’i canlandıran Elliott Crosset Hove ile kısa bir röportaj yapma şansımız oldu.

İKSV’nin sayfasından

***

Bu filme nasıl dahil oldunuz?

Yönetmen sayesinde bu filmde rol aldım. Filmden önce yönetmenin başka bir kısa filminde rol almıştım, birbirimizi tanıyorduk ve işbirliğimizi arttırmak istedi. Sonrasında filmi için bir oyuncu gerektiğinde beni seçti ve bu çok iyi oldu çünkü bu filmde yer almak son derece eğlenceli oldu. Kendisi çok ilginç ve eğlenceli biri olduğu İçin onunla çalışmak benim için bir zevkti.

 

Oyuncular ve film ekibi ile ilişkiniz nasıldı?

Özellikle aktörlerden biriyle; filmin başındaki eski kulübede yaşayan, sakallı, hafif deli adamı oynayan kişiyle oldukça eğlenceli bir ilişkim vardı. Bu rolü oynayan kişi kendisi de oyuncu olan babamdı, bu nedenle ilişkimiz iyiydi. Bunun dışında ben de diğer birçok aktörün gittiği tiyatro okuluna gitmiştim. Film ekibi çok iyi insanlardı. Yapım aşaması çok yoğun ve zorlu olduğundan büyük bir aile haline geldik. Bence bu da film için çok iyi oldu.

 

Nerede tiyatro okuluna gittiniz?

Copenhagen’da bulunan “Ulusal Danimarka Tiyatro Okulu” da dört yıllık bir eğitim aldım, çok iyi bir okuldu.

 

Filmi nerede çektiniz?

Copenhagen’ın yaklaşık bir saat güneyinde “Faxe” diye bir kasabada çektik. Orada beyaz kireç bulunduran büyük bir kireç vadisi var.

 

Filmi çekmeniz ne kadar zaman aldı?

Toplam altı haftamızı aldı ve o esnada tüm ekip olarak orada yaşıyorduk, bu yüzden günleri tekrar ayarlayabiliyorduk Mesela kar yağdığında belirli sahneleri çekiyorduk.

 

Askerlerin filmde rol alması hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Bence asker bölümünün filmin içinde olması gerçekten çok ilginçti. Yönetmen için çok önemli olduğunu biliyordum ve bunun ana karakterin bir parçasını göstermek için olduğunu düşünüyorum çünkü, Emil bu silah ve askerlerim olduğu videodan çok etkileniyor.

 

Sizce filmdeki en önemli olay hangisiydi?

Bence, bir bakıma filmin en önemli kısmı iki kardeş arasındaki dövüştü çünkü, benim için filmin özünü, sevilmemek ve sevilmek istemenin doğurduğu saldırganlığı temsil ediyor. Dövüş sahneleri neredeyse bir sevişme sahnesi gibi. Bu sahnede birbirlerini ne kadar sevdiklerini gösteriyorlar ama aynı zamanda tam olarak göstermiyorlar ve bunun, kendini ifade edememenin filmin özü olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bu sahnenin filmin anahtar sahnesi olabileceğini düşünüyorum.

 

Film gerçek hayatı ne derecede yansıtıyor?

Ben, aslında film ve gerçek hayatın benzerliklerinin çok az olduğunu düşünüyorum. Danimarka’daki bazı yerlerde böyle bir çalışma ortamı var ancak filmde kurgusal bir gerçeklik var. Bana göre, gerçek hayattan çok yönetmenin bir düşüncesi veya hayali.

 

Sevginin filmde oynadığı rol nedir?

Bence sevgi filmde olmayan ya da en azından net bir biçimde görülmeyen bir rol oynuyor. Bu nedenle belki de çok belirginleşiyor çünkü, sevgi karakterlerin, özellikle Emil karakterinin kesinlikle özlem duyduğu bir şey. Belki de hiç tanımadığı bir şey, karşılıksız sevgi. Yani sevgi yokluğunun filmin önemli bir teması olduğunu düşünüyorum.