Her ne kadar müzelerdeki sergiler bitmiş olsa da siyah ‘’iyi bir komşu’’ çantalarıyla hayatımızda olan 15. İstanbul Bienali bu sene sadece Türkiye değil tüm dünyadan ilgi gördü. Bu seneki bienal “İyi bir Komşu” temasıyla bütün sanat dergilerinin, hatta Vogue Türkiye’nin de sonbahar sayılarındaydı. biz bu iki yılda bir düzenlenen İstanbul Bienali’ni kaçırmak istemedik ve sizin için birkaç tanıdığımız (genç, yaşlı) insandan eleştiri ve yorumlar topladık.

Sadece tek bir konunun yüzlerce insanın aklında uyandırdıklarıyla tanışma fırsatını yakalamış oldum.

 

Bienal genel anlamda çok güzeldi ve kesinlikle gidilmesi gerekiyordu. Her ne kadar gezi amacıyla gitmiş olsam bile sandığımdan çok daha fazla keyif aldım, çünkü bienalde eserleri sergilenen sanatçılar modern hayatı düzgün bir şekilde yansıtan eserler yaratmışlar ve günümüz insanlarının ruh hali çok güzel bir tarzda temsil edilmiş.

 

İstanbul Bienali bir müzeden beklenen ‘ağır ve sıkıcı’ önyargılarını yıkan bir sergiydi. Çalışmalar çok ilgi çekici, ilginç, daha önce görülmemiş ve farklılardı. Bu nedenle çok keyif aldığım ve aklımda kalan bir bienal oldu.

 

Bienallerde: dünyada sanat üretimi hangi noktada, neler üretmişler, insanlığın düşünce yapısının bir aktarımını sanat üstünden bilince çıkarılması beni hep heyecanlandırmıştır.

 

Hem bir (tek) hem bir (bütünün bir parçası) olduğumuz tesirini yaratan eserler bütünüydü benim için. Birbirimizden ayrılmanın, ayrı düşmenin bireyselliğe değil, yabancılaşmaya götürdüğünü dillendirdi bana. Hem kendimize, hem birbirimize…

 

Güzel ve farklıydı. Ama değişimlere açık ve gelişimlere biraz ihtiyacı vardı.

 

İyi bir komşuluğun derin anlamını mükemmel kanıtladı.

 

Bu yılki bienalde beni yakalayan, önünde uzun zaman geçirdiğim birden fazla eser oldu. Eserlerin haricinde, rehberlerin hazırlıkları ve anlatımları beni en etkileyen noktalardan biri oldu.

 

Çok ilginç ve güzeldi fakat önceki İstanbul Bienali kadar beni etkileyemedi. Yine de kesinlikle görülmesi gereken sergilerden biri.

 

İstanbul Bienali, bu sene tema olarak seçtiği ‘İyi Bir Komşu’ başlığıyla aslında küçük büyük her yaştan insanın kendinde bir şey aramasını ve eninde sonunda bulmasını sağladı.

 

Bienaller sergiden farklı olarak bir temanın etrafında enini boyunu düşünmüş olan insanlar tarafından oluşturuluyor ve izleyenlerin de o konularda enine boyuna düşünmelerini sağlıyor. Bu yılki ‘İyi Bir Komşu’ teması özellikle ülke olarak komşularımızla çok da şahane ilişkilerimizin olmadığı bir döneme denk geldi. Komşuluk dediğimiz, toplumun her parçasında farklı bir biçimde tezahür eden olgunun çok da hakkını verebildiğimiz söylenemez. Ama bir yandan da gördük ki dünyada da zaten ‘iyi komşu’ çok zor bulunuyor. İyi komşuluğun yolu öncelikle komşuyu tanımaya çalışmaktan geçiyor. Bienal komşuluğa ait kavramların algıları bakımından da son derece ufuk açıcıydı. Ben her zaman olduğu gibi bu kez de bienali, bir konunun etrafında derinlemesine düşünüp tartışma zeminleri oluşturduğu için çok başarılı buldum.

No Comments Yet

Comments are closed