Sokakta yürüken bir tavşan görseniz onu kendi çıkarınız için öldürür müydünüz? Neden masum bir hayvanı öldüresiniz ki, öyle değil mi? O zaman neden hayvanlar üzerinde deney yapan markaların ürünlerini alıyorsunuz?

PETA’ya göre her yıl 115 milyon hayvan bu deneylerde kullanılıyor ve öldürülüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde başı çeken ülkeler ABD, Japonya, Çin, Avustralya, Fransa, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya, Tayvan ve Brezilya. Deneylerede en çok kullanılan hayvanlar fareler, tavşanlar, maymunlar, kediler, köpekler ve hatta atlar. Bu hayvanlar çeşitli hastalıklar ve yüksek oranda acıya maruz kalıyorlar. Bir örnek vermek gerekirse farelere iki yıl boyunca kozmetik bir kimyasal yediriliyor. Fareler bunun bir sonucu olarak kanser oluyorlar. Eğer kimyasalın deride bir etkisi olmazsa fareler, iç organlara etkiyi görmek için kesiliyor.

Eğer vücutlarındaki kimyasaldan ölmezlerse taşıyabilecekleri hastalıklar sebebiyle bilim insanları tarafından öldürülüyorlar. Fiziksel sebeplerden ölmediklerinde psikolojik üzüntünün yol açtığı depresyon sebebiyle kalp krizi geçirerek ölüyorlar.

Peki bir ürünün hayvanlar üzerinde denenip denenmediğinni nasıl anlayabilirsiniz? Sıçrayan tavşan programı hayvanlar üzerinde deney yapmayan şirketlerin belgeleri için bir olmazsa olmaz. Hayvanlar üzerinde deney yapmamış ürünler almak 1996’da gündemde olmaya başladı ve bu ürünlerin güvenilirliği akıl karıştırdı. Bazı şirketler, hala hayvanlar üzerinde bu zalim deneyleri uygularken, ürünlerine sahte logolar koymaya başladılar. Buna karşın sekiz ulusal hayvan koruma grubu bir araya gelerek “the Coalition for Consumer Information on Cosmetics”i (Kozmetik Üzerine Tüketici Bilgisi Koalisyonu) kurdular. Sonra uluslararası tek bir sıçrayan tavşan logosu yarattılar.

Sıçrayan Tavşan Programı’na göre hayvanlar üzerinde deney yapmayan bazı şirketler The Balm, Lush Cosmetics, The Body Shop, NYX, wet n wild, Tarte, Pastel, Too Faced, Note, Absolute New* York ve elf.

Oldukça iyi kozmetik şirketleri olmalarına rağmen hayvanlar üzerinde deney yapanlar endüstrideki en büyük şirketler: MAC, Maybelline, Loreal Paris,  Garnier, Neutrogena, Victoria’s Secret, Benefit, Clinique, Nivea, Covergirl ve Avon.

Şirketlerin bahanesi ürünlerini Çin’de satmak istemeleri. Avrupa Birliği’nin hayvanlar üzerinde yapılan deneyleri 2013’te yasaklamasına rağmen en büyük kozmetik marketlerden biri olan Çin, ürünler için hayvanlar üzerinde deney yapmayı şart koşuyor. Bu kural kozmetik ve temzilik ürünleri için geçerli.

Tüm bu tartışma ve nefretten sonra, şu an alternatif metodlar üzerinde çalışan bilim insanları var. Buldukları bir alternatif yeniden yapılandırılmış deri hücreleri. Bu hücreler bağışçılardan alınmış canlı deri hücreleri, aynı yapay cilt üretiliyormuş gibi. Yeniden yapılandırılmış bu hücreler üzerinde yapılan deneyler hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden çok daha güvenilir sonuçlar ortaya koyuyor. Bu hücreler insanınkine çok yakın doku modellerine bile dönüştürülebiliyor.

Bu gezegeni hepimiz paylaşıyoruz. Bize karşı çıkamamaları, hayvanları kendi çıkarlarımız için kullanarak en temel hakları olan güvenli bir şekilde yaşama haklarını ihlal edebileceğimiz anlamına gelmiyor. Her canlının yaşama hakkı olduğuna ve onlara birer obje gibi davranmaya hakkımız olmadığına inanıyoruz. Etik, güvenilir ve son seçeneğimiz olmadığı için hayvanlar üzerinde deney yapmak anlamsız. Yeni teknoloji, başka alternatiflr ve 21. yüzyıl bilimi ile bu zalim uygulamayı durdurabiliriz.

Nil Üzer tarafından çevrildi.

Bu, Elif Duru’nun 9 Dergisi için ikinci yazısı. Kadın bedeninin obje olarak görülmesi ile ilgili olan ilk yazısı gibi bu yazısı da GIN kapsamında sunulmuştu. Duru GIN Kulübü’nde ve güncel haberler ve evrensel sorunlar hakkında konuşmayı seviyor.

Instagram hesabı: @durunavy

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.