Evet, gerçekten de ne oldu Punk’a? Günümüzde Rap, T-Rap ve R&B müziğin kendini alıp götürmesiyle bir dönemin insanları kendilerine şunu sormadan edemiyorlar: “Punk müziğe ne oldu?” Bunun cevabını bulmak için en eskiye, öncü hareketlere dönmeliyiz. Punk’ın sadece bir müzik türü olmadığı, bir yaşam stili olduğu yıllara, 1970’lere.

70’lerdeki ekonomik buhrandan etkilenen insanlar ve o insanlar tarafından alt sınıf olarak görülen işçi sınıfı artık ayaklanmıştır ve bu ayaklanış bir başkaldırıya dönüşmüştür. O sırada kimse bilmez ki bu ayaklanış ileride bir kültüre dönüşecektir. Punk önce siyaseti ve ekonomiyi eleştirdi. Toplumun kalıplaşmış yapılarını eleştirdi. Yeri geldi parayı ve onun destekçisi kapitalizmi eleştirdi. Akımın öncüleri seslerini dünyaya en iyi müzikle duyurabileceklerini anladılar. Müziğinde kalıpları yıktılar. Uyumuyla bilinen müziğin aksine onlar uyumsuz müzik yaptılar. Detone olmaktan korkmadan dilediklerince bağırdılar. İnsanlar bu müziği çirkin buldular fakat onların amacı hayatın sadece güzellikten ibaret olmadığını göstermekti.

Garip ama gerçek! Punk müziğin eleştirel dilinden nasibini alan bir başka grup ise 68’ kuşağının Hippileri. Punkçılar, Hippileri uyuşturucudan beyni bulanmış insanlar olarak tanımlarlar. Bu görüşlerinden ötürü Punk müziğin uyuşturucuya ve alkole karşı duruşunu rahatça anlayabiliriz. Birçok Punk idolününde aşırı doz uyuşturucu ve alkolden öldüğünü düşünürsek, Punk kendi içinde bir ironiye düşer.

***

DIY(Do It Yourself-Kendin Yap)

Punk her yerde! DIY modası Punk müzikle çok iyi bir ilişki kurmuştur, çünkü Punk kapitalizme karşıdır. Marka kıyafetlere harcanan fazla paralar yerine uyumsuz alt-üstler, yırtık jeanler, farklı renkli, jöleli dikik saçlar ve en önemlisi de piercinglerle öne çıkmıştır. Çünkü neden olmasın? Bütün bunlar toplumun güzellik kalıplarının dışına çıkmak ve ona karşı bir duruş niteliğindedir. Pek çoğu günümüzde artık ana akım bir hal almıştır.

***

 

Sex Pistols

Yıl 1974, yer İngiltere. Punk müziğin en önemli temsilcileri Sex Pistols, Ramones ve The Clash gibi dönemin ünlü gruplarıydı. Başta İngiltere olmak üzere, Amerika, Avustralya ve tüm dünyayı salladılar. Müzikleri Punk’ın müzikleri, ideolojileri Punk’ın ideolojileri haline geldi. Büyük kitleler tarafından sevildiler ve daha büyük kitleler tarafından nefret edildiler. Punk’a karşı pek çok eylem yapıldı ama bu eylemi yapanlar kendi içlerinde bir ironiye düştü. Çünkü, Punk eylemin ta kendisi değil miydi?

Sorumuza dönelim Punk’a ne oldu? Üstad Billie Joe Armstrong’un bir sözü vardır, “Punk öldü. Onu ben öldürdüm.”. Peki Punk gerçekten ölmüş müdür sizce? 70’li yıllarda altın çağını yaşayan Punk müzik, 80’li yıllarda yerini Heavy Metal’e bırakmak zorunda kalmıştır çünkü eskisi kadar fazla Punk grubu çıkmıyordur artık.

Dünya’ya gelen son iyi Punk grubu 1987 yılında Billie Joe Armstrong, Mike Dirnt ve Tre Cool tarafından günümüzde hala muhteşem hit şarkılara imza atan, bir dönemin efsanevi grubu Green Day’dir. Yaptığı ilk 3 albümle Punk’ı tekrardan canlandırmış olsa da Dookie albümünden sonra Punk’ın ölümü Punk severler tarafından resmen kabul edilmişti. Punk’ı Billie Joe öldürmüştü. Yoo yo yo sakın yanlış anlamayın. Billie Joe sadece Punk’ı öldürdü, “saf” Punk’ı. Green Day kaotik olan Punk’a, ilerleyen yıllarda daha fazla melodi katarak tüm zamanların en iyi Punk-Rock grubu olmuştur.

Green Day

Evet! Punk artık alt kollara ayrılmıştı. Bunlardan en ünlüsü ise hiç şüphesiz hepimizin hala hafızasında yer edinen Pop-Punk’tır. 2000’lerin sonuna kadar altın çağını  yaşayan Pop-Punk’ın en ünlü temsilcileri Blink-182 ve Sum 41’dı. Avril Lavigne demeden de geçemeyeceğim. Çünkü kendisininde Pop-Punk üzerindeki emeği büyüktür. Öyle ki kendisine Queen of Pop-Punk (Pop-Punk’ın Kraliçesi) deniyor. Sk8ter Boi’u hangimiz bilmiyoruz ki? On yedi yıl sonra bile sahnelerin tozunu attırıyor Avril Lavigne.

 

Avril Lavigne

 

2000’lerin ortalarından sonra R&B ve Electronic müziğin yükselişinden ötürü Pop-Punk dinleyicilerinin bir kısmı Usher, Drake ve Black Eyed Peas gibi müziğin ünlü isimlerine yönelmeye başladılar. Bu sırada gerçek Punkçılar alternatif gruplara yönlenmeye devam ediyordu. Bir kısım ise Emo-Punk olarak adlandırılan müzik türüne yönelmeye başladı. Bu türün başlıca temsilcisi ünlü bir grup olan My Chemical Romance’dir. Bir kısım da Emo esintili Pop-Punk’ın en ünlü temsilcilerinden Paramore’a yönlenmeye başladı.

Paramore

Punk müziğin alevi her ne kadar sönmüş olsa da, közü hala yanmakta. Bir döneme hükmetmiş Punk müzik ölmemiş, “evrim” geçirmiştir ve size bir tık kadar yakındır aslında.

 

 

Bu Okyanus’un 9 Dergisi için ilk yazısı. Kendisi bir müzik ve sanat tutkunu. Gitarı nereye Okyanus oraya…

Düzenleyen: Nil Üzer

 

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.