Cumhuriyet Dönemi’nde yaşamış ve ilk Türk kadın ressam olarak anılan Mihri Müşfik ismi ne kadar karşınıza çıkmıştır şu ana kadar?  Louvre Müzesi’nde bile eseri olan bu ressam tarihte unutulup gitmiş..

Dergimizde aynı zamanda Cumhuriyet Bayramı’nı da kutlamak amacıyla kadın ressamlar serisinde bugün Mihri Müşfik Hanım var.

İstanbul’da 1887 yılında köklü bir Osmanlı ailesinin çocuğu olarak bolluk ve zenginlik içine doğmuştur. Gençlik yıllarını geçirdiği bu ortam opera, resim ve musiki gibi birçok sanat alanıyla ilgilenmesini sağladı. Zamanla resime olan ilgisi artınca saray ressamı Fausto Zonaro‘dan ders alarak çağdaş resim hakkında belli bir donanım kazandı.

Sadece on yedi yaşındayken sahte bir pasaport çıkartarak İtalya’ya kaçtı. İtalya’daki orkestra şefi ile ilişkisi yürümeyince Roma’dan sanatın başkenti  olarak adlandırılan Paris’e geçti. Paris’te portre ve figür ağırlıklı çalışan Mihri Müşfik, kiraladığı yeri hem atölye hem de ev olarak kullandı. Paris’te tanıştığı Cevdet Bey, onun resim hakkındaki başarısından etkilendi ve onu İstanbul’daki Sanay-i Nefise‘de öğretmen olmaya davet etti.

Mihri Müşfik İstanbul’da ders verirken Aliye Berger, Fahrelnissa Zeyd ve Nazlı Ecevit gibi birçok önemli ressamı eğitti. Aynı zamanda bu dönemde kadın ressamları ilk kez toplu bir sergi açmaya teşvik etti.

Mihri Müşfik’in öğrencisi ressam Fahrelnissa Zeyd.

 

Mihri Müşfik’in öğrencisi ve sanatçı Aliye Berger.

1919 yılında ders vermeyi bırakarak aniden İtalya’ya gitti. Bundan sonraki üç yılı İstanul, Roma ve Paris arasında seyahat ederek farklı okullarda ders vermekle geçirdi. 1923’te yakın arkadaşı İtalyan şair Gabriel d’Annunzio sayesinde Papa’nın portresini yaptı.  Bu olay tarihe, Papa’nın ilk defa başka bir dinden bir ressama portresini yaptırması olarak geçti. Bu tablo günümüzde Vatikan Müzesi’ndedir.

Mihri Müşfik Hanım

1920’lerin ortasında Türkiye’ye dönünce Çankaya köşkünde Atatürk’ün ayakta durduğu bir resmini yaptı ve bizzat Atatürk’e verdi. Uzun bir süre kayıp olan bu değerli tablo 1990’larda bulundu.

Mihri Müşfik’in Mustafa Kemal Portresi (Kaynakça: indigodergisi.com)

Türkiye’den sonra tekrar Paris’e gittiğinde ”Çingene” adındaki tablosu Louvre Müzesi’ne kabul edildi. Mihri Müşfik bu habere çok mutlu olmuşken yeğeni Hale Asaf’ın ölümü onun Paris’e bir daha dönmeyecek şekilde ayrılmasına neden oldu.

” Çingene” , Mihri Müşfik

Mihri Müşfik, kadın bir ressam olarak cesur ve ataerkil topluma karşı geldi, bu Türkiye’de hoş karşılanmadığı için ölene kadar yaşayacağı Amerika’ya taşındı. 1928 yılında kişisel sergisini açtı, üniversitelerde ve evlerde özel dersler verdi. Fakat zamanla Amerika ‘da sağlık problemleri yaşadığı için son yaşlılık yılları yoksulluk içinde geçti.

1954’de Amerika’da öldü ve kimsesizler mezarlığına gömüldü.

 

Mihri Müşfik’in günümüze sınırlı sayıda tablosu ulaşmasına rağmen tarihte çok önemli bir yeri vardır. Türkiye’nin ilk kadın ressamı olarak anılır, gelecek jenerasyon olan kadın ressamların önünü açmıştır ve onlara hep özgür olmayı öğütlemiştir.

Her ne kadar ismi tarih kitaplarının arasında sıkışıp kalmış olsa bile Cumhuriyet’in öncü kadınlarından biridir.

Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun.

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.